Balıkçılıkta av yasağı bitiyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 Eylül’de başlayacak av sezonuna ilişkin açıklama yaptı. Bayraktar, “Balıkçılar 1 Eylül’de ‘Vira Bismillah’ diyerek denize açılacaklar, bereketli bir sezon geçirmelerini diliyorum” dedi.
“Kişi başına tüketim dünya ortalamasının üzerine çıkarılmalı”
Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketiminin dünya ortalamasının altında olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “2020 yılında hamsi avcılığı da bir önceki yıla göre yüzde 37,7 azaldı. Aynı yıl kişi başına balık tüketimimiz 6,2 kilogramdan 6,7 kilograma çıkarak yüzde 8 arttı ancak ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gerekir. Tüketimin artırılması için başta fiyat istikrarı sağlanmalı, eğitim ve tanıtım çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır. Hayvansal protein temininde önemli yeri olan balık avcılığının çevreye olumsuz etkilerinin en düşük seviyelerde tutulması önemlidir. Çünkü ekosistemdeki tahribatlar gelecek nesillerin refahını tehlikeye sokmaktadır” dedi.
“Ülkemizdeki su ürünleri avcılığı kıyı balıkçılığına dayanır”
Ülkemizdeki su ürünleri avcılığının kıyı balıkçılığına dayandığını hatırlatan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı yapılamamakta bu nedenle de av baskısı kıyı sularımızda yoğunlaşmaktadır. Son yıllarda avcılık üretim miktarı azalıyor. Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir avcılığın sağlanması şarttır. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarına öncelik verilmesi gerekir” diye konuştu.
“Kurallara mutlaka uyulmalı”
Su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği için avcıların kurallara uyması gerektiğinin de altını çizen Bayraktar, uyulması gereken kuralları şöyle aktardı:
“Denizlerde ve iç sularda yapılacak ticari ve amatör amaçlı su ürünleri avcılığına yönelik düzenlemeleri içeren tebliğlerle Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda önemli çalışmalar yapmıştır. Su ürünleri avcılığında yer, zaman, tür, boy, ışık kullanımı ve avlanma mesafesi gibi getirilen yasaklar ve kontroller su ürünleri üretiminin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır.
1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nda yer alan zapt ve müsadere (El Koyma ve Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi) yaptırımlarının, cezanın kanunun mülkiye-tin kamuya geçirilmesi sathında değerlen-dirilememesi nedeniyle uygulanabilirliğini/caydırıcılığını yitirmesi söz konusudur. Su Ürünleri Kanunu ile Kabahatler Kanunu’nun uyumlulaştırılmasına ihtiyaç olduğu her fırsatta açıkça belirtmektedir. Su Ürünleri Kanunu’nda ‘Zapt ve Müsadere Edilme’ terimlerinin Kabahatler Kanunu’na uyum için ‘El Koyma’ ve ‘Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi’ şeklinde değiştirilmesi yasalar arasındaki uyumsuzluğu giderecektir.