Türk’ün sembolü Bozkurt işareti

Bu arada kurultay için gittiğim Macaristan’da ve özellikle de kurultay alanında elinde hangi bayrak olursa olsun, hangi dilden konuşuyorsa konuşsun, rengi esmer, gözü çekik, saçı sarı, teni beyaz veya kumral fark etmiyor hepsi ellerini kaldırarak Bozkurt işareti yapıyorlar. Hani Türkiye’de Bozkurt işareti yapanlar yadırganıyor ya işte bu insanların bu kurultayı görmeleri gerekir. Bu insanlar siyasi bir fikir veya düşünceden değil Türklüğün ve Turan sevdasından dolayı Bozkurt işareti yapıyorlar.

ATATÜRK VE BOZKURT SEVGİSİ

Bozkurt Türk tarihinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Bozkurt nedir diye bir araştırma yapıldığında bir çok kaynak görülür. Ergenekon Destanı, Türeyiş Destanı, Göç Destanında Bozkurt çok sık kullanılmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, hiç şüphesiz Bozkurt’a ayrı bir önem vermiştir. Türk tarihinde çok önemli bir yer tutan ve Türkler için adeta bir kurtuluş sembolü olan Bozkurt, belki de daha çok Atatürk zamanında Cumhuriyet kuruluşunda öne çıkmış bir sembol olmuştur.

Fransızların sembolü horoz, Rusların sembolü ayı ise, Türklerin sembolü de bozkurttur. Atatürk, Türk milliyetçiliğini ve Türklüğü son derece önemsemiş ve Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan “Bozkurt” motifini de ayrı bir önem vermiş ve bunu da göstermiştir.

Atatürk,1922’de bozkurtlu pul çıkarmış ve ardından da farklı bozkurtlu pullar piyasaya sürülmüştür.

Türk’ün Sembolü Bozkurt

Atatürk’ün talimatlarıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet armasını seçmek için 1925’te bir yarışma açmış, yarışmayı Namık İsmail’in “bozkurt” figürlü eseri kazanmıştır. Diğer yandan, Atatürk’ün isteğiyle 1935 yılında Bozkurt markalı bir sigara çıkartılmıştır. Atatürk Bozkurtu Türk’ün sembolü olarak benimsemiştir. Öyle ki, çalışma masasında, çağırma zili dahi bozkurt motifidir.

Atatürk hem Bozkurt ismini hem de Bozkurt sembolünü ya da figürünü birçok yerde kullandığı anlaşılmakta ve görülmektedir. Türk tarihi içinde Türk ve Bozkurt’u devlet hayatının her kademesinde öne çıkaranların ilki Göktürkler oldu. Göktürkler’den önce de Bozkurt figürü kullanılmıştır. Tarihimizde en yoğun ve değişik şekillerde kullanıldığı dönem ise cumhuriyetin kuruluş yılları olmuştur.

Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri türbesinin giriş kapısındaki Bozkurt figürüdür. Ayrıca atalarımızın Anadolu’ya ilk geldikleri Selçuklu döneminde yapılan Sivas Gök Medrese’nin kapısında da Bozkurt sembolü özellikle dikkat çeker.

Atatürk ve Bozkurt Sevgisi

İlk yolcu gemisine “Bozkurt” ismini vermiştir. Petrol Ofisi’nin arması “Bozkurt” olmuştur. Türk’ün milli simgesi olan “Bozkurt’u”, yeni Türk Devleti’nin paralarının ve pullarının üzerinde kullanmıştır.

Milli Eğitim Bakanlığının girişine, Türk’lerin Ergenekon’dan çıkışını temsil eden bir resim yaptırmıştır. Yerli malı olarak üretilmeye başlayan bir sigaraya “Bozkurt” adını uygun görmüştür. Türk izci Ocağı bünyesindeki çocuklara “Yavru Kurt” ismini vermiştir. Fuat Köprülü’nün kendisine: “Türkiyat Enstitüsü’nün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorduğunda; “Karlı Tanrı Dağlarının önünde elinde meşale tutan bir “Bozkurt” olsun, demiştir.

Türk Ocaklarının amblemini “Bozkurt” yaptırmıştır. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi

Başkanlığının amblemini “Kurtbaşı” yaptırmıştır. Ankara Üniversitesi’nin diplomalarının alt kösesine “Kurtbaşı” amblemi koydurmuştur. Çalışma masasındaki çağırma zili küçük bir “Bozkurt” heykelidir. Daha buna benzer çalışmaları uzatabiliriz. Ancak Mustafa Kemal

Atatürk her fırsatta Bozkurt simgesini kullanmış ve ismini her yere kazımıştır.

Nitekim ülkemizde bunu ilk uygulayan MHP’nin kurucusu merhum Alparslan Türkeş olmuş böylece Bozkurt işareti Milliyetçi- Ülkücü gençliğin simgesi haline gelmiştir. Ancak MHP camiasının yanı sıra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, eski Başbakanlardan Binali Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gibi değişik siyasi görüşteki isimlerin de Bozkurt işareti yaptıklarını görüyoruz.

KIMIZ İÇMEDEN OLMAZ

Hun-Türk Kurultayı’na gelinir de kımız içmeden olur mu?. Elbette biz de olmaz dedik ve çadırları gezerken Moğolistan çadırında kımız satıldığını gördük. Selamlaştıktan sonra kımız istedik ve büyük bir bardağa konulan kımızı içmeye başladık. Malum at sütünden yapılan kımız Türk kültüründe ayran ile birlikte içilen diğer milli içeceği. Tadı ekşimiş ayranı andıran kımızdan iki bardak içmeyi ihmal etmedik.

Kurultay alanında yine onlarca yiyecek ve içecek satışı yapan stantlar ise kurultayın en karlı çıkan insanları oldu. Sabahın onundan akşam saatlerine kadar kurultay alanında olan on binlerce insan elbette yemek ve içecek ihtiyacını bu stantlardaki satıcılardan karşılamak zorundaydılar.

Çadır ve oba gezi ve gözlemlerimizin ardından kurultay etkinliklerinin yapıldığı alana geldik. Atlı ve yaya süvarilerin gösterilerini ilgiyle izledik. Atın üzerinden hareket halinde iken hedefi tam isabetle vuran erkek ve kadın biniciler alkışlanırken, eski atla oynanan oyunlara, bir başka büyük çadırda ise güreş yarışmalarına da yer verildi.

İki gün boyunca kurultay alanındaki programlarda yüzlerce değişik etkinlik ve gösteriler yapıldı. Atlı süvarilerin geçit merasiminin ardından final Moğolların yaktığı kapanış ateşi gösterisinde binlerce insan alana girerek eşlik etmesiyle bu yılki Hun-Türk Kurultayı’nın Ataları Anma Günü etkinlikleri de son bulurken, bizde alandan, ertesi gün de Macaristan’dan büyük haz ve keyif alarak yurda döndük.

(SON)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Hüsnü Acar



Anket Tosya’nın en önemli sorunu nelerdir?
Tüm anketler