Fahri Aksoy köşe yazısı ‘Umulmadık bir olay!’
Mart ayına girmiştik. Her gün gittiğimiz okulumuzda arkadaşlarımla eğlenceli vakitler geçiriyor, İrfan öğretmenimizden yeni bilgiler öğreniyorduk. Her şey yolunda gidiyordu. Ama büyüklerimiz dünya genelinde bir salgının olduğundan bahsediyorlardı. Tabii ki biz yaşımız gereği bunlara anlam vermekte zorlanıyor, oyun oynarken her şeyi unutuyorduk. Bir sonraki teneffüste ne oynayacağımızı merdivenlerden çıkarken düşünüyorduk.
Bir Cuma günü öğretmenimizden ara tatilin erkene alındığını bir hafta da uzaktan eğitim olacağını öğrendik. Tabi öğretmenimiz bize bunun sebebini anlatsa da ben şimdiden mahallede arkadaşlarımla oynayacağım oyunları düşünmeye başlamıştım. Eve geldiğimde babam ve annem de durumu bana ve kardeşim Amine’ye anlattı. Ben hiçbir şey olmamış gibi odama gidip oyun oynamaya daldım. Tatilin ilk iki üç günü anormal bir durum yoktu. Dışarı çıkıyordum babam ve kardeşimle. Lakin arkadaşlarımı sokakta göremiyordum. İlerleyen günlerde bu durumdan sıkılmaya başladım. Bir an önce okulların açılmasını istiyordum.
Umulmadık bir olay olmuştu! Bu virüs denen şey ülkemizi de tehdit etmeye başladığı için okullar bir ay uzatıldı. Aman Allah’ım ben bir ay ne yapacaktım evde, nasıl vakit geçirecektim? Ben bunları düşünürken ikinci bir beklenmedik olay daha yaşandı. Biz çocukların sokağa çıkması da yasak-landı. İşte bu büyük bir felaketti!..
Okulumu ve arkadaşlarımı çok özlemiştim. Babam ve annem bu durumun düzeleceğini “Hayat eve sığar.” diyerek beni teselli ediyorlardı. Gerçekten de hayat eve sığıyordu. Babam, annem ve kardeşimle o kadar güzel oyunlar oynuyorduk ki: körebe, istop, saklambaç, yakar top… tabii sinema keyfini de unutmamak lazım. İşte günlerim böyle geçiyor. Okuluma döneceğim ve arkadaşlarımla doya doya oynayacağım günü iple çekiyorum. Nasıl olsa gelen misafir yani korona mı, kovid-19 mudur nedir, geldiği gibi geri dönecektir.
Fahri AKSOY
3/C Sınıfı
Yeni Nefes Koleji İlkokulu