İşte bir yıl daha geçip gitti ömrümüzden. Eskittiğimiz yıl geçen günlerin muhasebesi ve geleceğe bakış açımızla ilgili bir fırsattır. İnsan kendi adına gelen yeni yıldan daha çok geçen yılların özeleştirisini yapabilmeli. Yılın ilk ve son günleri bu yönden önemlidir benim hayatımda. Zira aynı zamanda yılbaşında doğmuş olmam her yılı nasıl geçirdiğimin incelemesini yapabilme fırsatını da sunuyor bana. Yazıyorum mesela. Olayları, konuları ve duygularımı. Kazanımlarım, kayıplarım. Hedeflerim, gerçekleşenler ve gerçekleştiremediklerim. Bir sürü konu bu değerlendirmemin kapsadığı alan içine giriyor.
Planladığımız, düşlediğimiz neleri tamamlayabildik. Hesapta olamayan neler çıktı karşımıza. Kimleri sevdik, kimlerden ayrıldık. Kimlere kızıp kimlere gönül bağladık. Kaç yaralanma daha gördü kalbimiz 2021 yılında. Duygularım daha çok üzdü beni bu yıl. Vefasızlıklar gördüm yine. Ancak garibime gitmedi bu sefer. Üzüldüm tabi ki ama yıkılmadım. İnsanoğlu dedim. Sonlarını görmek için bekledim. Geçte olsa ilahi adaletin gerçekleştiğini, iade-i itibarın her zaman söz konusu olabildiğini, yeter ki niyetleri ifsada uğratmamak gerektiğini gördüm. Fikrin, niyetin, sevginin, şehrin münafığı olmamak için çabaladım.
Vefasızlıklar karşısında, yani bana yanlış yapıldığında eskisi gibi savunma geliştirmedim. Sadece seyrettim. Nasılsa ölüm var, Allah var, ilahi adaletin tecellisi var dedim. Yanlışın üzerine yanlış ile gitmedim. Yanlış yapanların, söz dinlemeyenlerin sonlarını izlemek üzere sustum. Çok beklemeden erken vakitte gördüm kimilerinin hazin sonunu.
Hasret düştü bu sene ki nasibimize de. Öldü ideallerimin bazıları. Hicran topraklarında yeşersinler diye ölü idealler mezarlığına gömdüm bazı duygularımı. Duygularımda varlığı ile yaşıyorken kaybettiklerim de oldu. Onları da kalbimin en derin yerindeki mezarlara gömdüm. Hem bu ölümler hem de kendi vazgeçişlerim karşısında çabalarımı hiç küçümseyemem. Soğuk kanlı katilleri andıran duygu cellatlarımın hayallerimi kırmalarına da şahit oldum. Onları öldürmedim belki ama umarsızca, fütursuzca ve hoyratça umutlarımı öldürmeleri karşısında vefa yoksunluklarına dair hayretimi gizleyemedim hiç. İnsanların çok acımasız olduklarına, bencilliklerine, sadece mantıksal ve maddeci olduklarına, bunalımlarına, ne istediklerini bilmediklerine istemeyerek şahitlik ettim.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen yeni yıldan hedeflerimiz ve ümitlerimiz hiç bitmedi. İdeallerimiz ve hayallerimiz yarım kalsa da yarın beklentimiz de devam ediyor. Yeni yıldan beklentimiz, bize yeni ve güzel sürprizler hazırlamasıdır. Bizim hesabımızdan çok farklı olsa da dünyanın hesabı, hesapta olanlar değil nasipte olanlar gelse de insanın başına. Umutlarımız hep taze. Duygularımız halen zengin. Ruhumuz hep bahar havasında. Maneviyatımız kıt kanaat ise de inancımız insanlara karşı kırılgan olsa da insanlarla bizi imtihan edene karşı tam bir teslimiyet içindeyiz. O yüzden hep ümit varız yarınlara dair…
Yeni yılda insanlara inancımızın yara almaması, amentümüzün kâmil olmasını diliyorum.